Serebral Palsi (Beyin Felci)

Beyin felci olarak da bilinen serebral palsi (SP), çocuklarda en sık engelliliğe neden olan durumdur. Ülkemizde SP yaklaşık 1000 canlı doğumda 4-5 oranında görülür. Beynin kaslarımızı kullanma yeteneğimizi kontrol eden kısımlarının yaralanmasından kaynaklanır. Yaralanma genellikle doğumdan önce, bazen doğum sırasında veya nadiren doğumdan hemen sonra meydana gelir. Beyin, kaslara düzgün veya iyi koordineli bir şekilde nasıl hareket edileceğine dair mesajları uygun şekilde gönderemez. Hareket etmemizi sağlayan kaslar ile birlikte nefes alma, mesane ve bağırsak kontrolü, yemek yeme ve konuşma gibi diğer vücut fonksiyonları da etkilenebilir. Bazı çocuklar, yürüme çağına ya da daha büyük yaşlara gelene kadar fark edilmeyebilir. Bu çocuklar oturmakta, emeklemekte veya yürümekte geç kalabilirler.

Türleri

Spastik SP: Beynin motor hareketleri kontrol eden bölgesinde oluşan hasar sonucu ortaya çıkar. Kaslar sertleşmiş ve gergindir. Bu tip SP tüm vakaların %50-75’inde görülür. Bu tipte etkilenen vücut bölümlerine göre farklı isimlendirmeler de kullanılır. Spastik dipleji ön planda bacakların etkilendiği anlamına gelir (kollar da daha az olarak etkilenmiş olabilir). Hemipleji vücudun bir yarısının (sağ kol ve bacak gibi) etkilendiğini, Kuadripleji ise bazen yüz kasları ve gövde de dahil olmak üzere hem kolların hem de bacakların etkilendiğini ifade eder.

Atetoid SP (diskinetik SP olarak da bilinir): Beyindeki hareket kontrolünü sağlayan hücre gruplarının olduğu bölgelerin hasarlanması ile ortaya çıkar. Tüm vücudun hareketlerini etkileyebilir. Bu bölgelerin hasarında istenen hareketler düzgün şekilde yapılamaz. Bükülme, kasılma gibi istemsiz hareketler görülür. Kasların gerginliği düşüktür.

Ataksik SP: Denge ile ilgili beyincik gibi bölgelerin hasarında ortaya çıkan zayıf koordinasyon ve denge bozukluğunun temel şikayet olduğu tiptir.

Karışık tip SP: Beynin farklı bölgelerindeki hasarlanmalara bağlı olarak ortaya çıkan diğer tiplerdeki bulguların bir kombinasyonudur. Bu çocuklarda bazı kaslar çok gergin, bazıları ise çok gevşek olabilir.

Belirtiler ya da şikayetler hasar gören beyin bölgesine ve hasarın şiddetine göre farklılıklar gösterir. Örneğin beynin yalnızca yürümeyi kontrol eden kısmı etkilenebilir veya yürümeyi, konuşmayı, görmeyi kontrol eden kısımlar gibi daha geniş bir alanı etkileyebilir. Birçok sorun vücudun bazı bölümlerindeki güçsüzlük veya sertlikten kaynaklanır. Serebral palsili kişilerde belirtiler yaşam boyu devam eder. Bu belirtiler bebek büyüdükçe değişir. Ancak bozukluk yaşla birlikte kötüleşmez.

Serebral palsili birçok çocukta hareket ile ilgili bozukluklar yanında ortaya çıkabilecek belli başlı sorunlar şunlardır: Beslenme problemleri, kabızlık, kilo alamama, reflü, yiyeceklerin soluk borusuna kaçması (aspirasyon), salya akması, öğrenme güçlükleri, davranış sorunları, işitme ve konuşma bozuklukları, görme sorunları (körlük, şaşılık gibi), epilepsi, uyku bozuklukları, omurga eğrilikleri (skolyoz), kalça eklemlerinde çıkıklık, kemik erimesi (osteoporoz), mesane kontrolü ile ilgili sorunlar, ağrılar.

Risk Faktörleri Nelerdir?

SP’nin nedeni her zaman bilinmemektedir. Ancak gebelikte veya doğum sırasında yaşanan sorunlar, özellikle erken (prematüre) doğumlar en önemli risklerdir. Yine düşük doğum ağırlıkları, ikiz-üçüz gibi çoğul doğumlar risk yaratır. Doğum öncesi annede kanama, plasenta sorunları, gebelikte geçirilen bazı enfeksiyonlar, merkezi sinir sisteminin bazı gelişimsel hastalıkları da serebral palsiye sebep olabilir.

Nasıl tanı konulur?

Doktorunuz çocuğunuzda SP olup olmadığını anlayabilir. Vakti gelmesine rağmen oturamamak, emekleyememek, yürüyememek veya kolları ve bacakları her zamanki gibi hareket ettirememek gibi motor becerilerle ilgili sorunlar, hareketlerde koordinasyon bozuklukları, kaslarda sertlik veya gevşeklik, baş parmaklarını sürekli avuç içinde tutma, ayakları çaprazlama gibi durumlar SP olasılığı için şüphe yaratır. Ancak bu her zaman ilk muayenede saptanamayabilir. Çünkü çocuklar yaşamlarının özellikle ilk iki yılındaki hızlı gelişimleri sırasında zamanla bulgu vermeye başlayabilir. Ayrıca SP ile karışabilecek, örneğin genetik veya metabolik bazı hastalıklar için tetkik yapılması gerekebilir. Beyin manyetik rezonans (MR) görüntüleme, Elektroensefalografi (EEG), kan testleri, gerekiyorsa metabolik ve genetik testler yapılabilir.

Tedavi Edilebilir mi?

Serebral palsiyi ortadan kaldıracak, hasarlanmış beyin bölgesini onaracak kanıtlanmış bir tedavi yoktur. Ancak mevcut şikayetlere yönelik destek tedaviler, ilaçlar, fizik tedavi uygulamaları, ortezler, cerrahi girişim ve çeşitli terapiler çocukların büyümelerine, en yüksek potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olabilir. Bu çocukların mutlaka farklı tıbbi birimler tarafından izlenmesi, tedavilerinin düzenlenmesi gereklidir. Farklı branşlardan doktorlar, fizyoterapistler, hemşireler, psikologlar, eğitimciler ve sosyal hizmet uzmanları bu ekibin parçalarıdır.

Hastanın kaslarındaki sertlikleri, hareket bozukluklarını, ağrıyı veya nöbetleri tedavi etmek için doktorunuz ilaç verebilir. Hareket etmeyi kolaylaştırmaya yardımcı olmak için çeşitli egzersizler, fizik tedavi uygulamaları kullanılır. Yine bu amaçla ayak, bacak destekleri, yürüteçler veya tekerlekli sandalye gibi cihazları kullanılabilir. Çok şiddetli şikayetleri olan bazı hastalarda kasları gevşetmek için bazı ilaç enjeksiyonları, ameliyatlar fayda sağlayabilir. Bu çocukların sağlıklı olabilmeleri için mutlaka iyi bir beslenme gereklidir. Yeterli kilo almalarına yardımcı olacak özel diyetler, ürünler kullanılabilir. Bazı çocuklarda yiyeceklerinin bir kısmının veya tamamının doğrudan mideye verilebileceği bir tüp aracılığıyla beslenmeleri uygun olabilir. Kemik sağlıklarını korumak iyileştirmek için gerekli takip ve destekler sağlanmalıdır. İletişim becerilerinin geliştirilmesi için konuşma üzerinde çalışılabilir. Eğitim ihtiyaçları mutlaka karşılanmalı, gereğinde özel eğitim olanakları sağlanmalıdır. 

Serebral palsinin, kalıtsal olmadığını ve ilerleyici olmadığını anlamak önemlidir. Belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, çocuklar ve sinir sistemleri olgunlaştıkça değişebilir. Erken tanı, erken ve en önemlisi sürekli tedaviler ile hastaların yaşam kalitelerinin belirgin olarak iyileştirilebileceği unutulmamalıdır. Aileler sabırlı olmalı, gelişme umutlarını korumalıdır. Bu çocuklar da her çocuk gibi büyümesi ve öğrenmesi gereken bir hayat yaşamaktadırlar.

“Bu site içeriği sadece bilgilendirme amacı taşımaktadır. Çocuğunuz ile ilgili bilgi almak için mutlaka bir Çocuk Nöroloji Uzmanına başvurunuz”